Ulan İstanbul, Başarı mı Başarısızlık mı?

10 Mar

Öncelikle bu yazının herhangi bir uzman görüşü olmayıp sadece bir izleyici görüşü olduğunu belirtmek isterim. Ulan İstanbul dizisinin takipçilerinin iyi bildiği üzere dizi reyting kurbanı olup televizyon yayınına son verilerek internete taşındı. Aslında bu konuda yenilgiyi kabul etmeyerek seyircilerin desteğini almak için çok da iyi ve cesur seçimlerde bulunmuş oldu. Tv yayınına verilen son bölümün ardından internet yayını için ilk hafta bazı belirsizlikler oldu. Önce ücretli olacağı söylendi, sonra ise bu cesarete destek veren bir sponsor çıktı ve ücretsiz yayınlandı. Sponsor desteği ile internetten yayınlanan ilk 2 bölümün her ikisi de 1 milyon izleyici sınırını aştı. Demekki televizyon ile göbek bağına gerek yoktu, izleyici kitlesi de az değildi. Sonraki hafta ise yeni bölümlerin 1.99TL’ye izlenebileceği ücretli yayın dönemine geçildi. İşte dananın kuyruğu da burada koptu. Ücretli yayın yapılan ilk bölüm bir hafta içinde sadece 38bin kez izlendi. İkinci bölüm ise şu ana kadar 13bin kez izlenmiş. Sponsor varken milyon deviren bir iş neden bir anda tökezledi?

Migros sektöründe öncü hizmetleri ülkemize sunmuş bir şirket ve bu öncülüğün devamı olarak Ulan İstanbul için iki bölümlük sponsorluk yapmış oldu. Bu ilk kez denenen bir iş için gerçekten hem büyük cesaret hem de büyük bir başarıdır. Çünkü böyle bir ilke katkıda bulunduğu için pek çok yerde adından fazlaca söz ettirdi. Hatta diziye yaptıkları sponsorluktan dolayı alışveriş için Sanal Market ve Migros’u tercih eden bir çok kişi gördüm. Migros’a yaptıkları katkıdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım benzer işlere yine destekleri olur ama yazının devamında önerdiklerimi de dkkkate alırlarsa çok sevinirim.

Dizinin yapımcısı olan şirket belki de kaybedecek bir şey yok diyerek bu cesur yola adım attı. Çünkü reyting ölçümlerinin her işte doğru sonuçlar vermediğini bilmek çok da zor değildi. Sanırım ilk önce ücretli yayın denemesi yaparak kanalın yapabileceği diğer işler için bir deney yapmak istemiş olabilirler. Öyle olmasa bile kabul edelim ki internetten yayın yapma cesaretini gösterebilen ilk yapım oldu. İlk iki hafta cesaretlerine katkıda bulunan Migros ile ücretsiz versiyonda seyircinin nabzı ölçülmüş oldu. Sonuçlar hiç fena değildi. Sonraki hafta ücretli versiyona geçiş yapıldı ve o milyonlar uçtu gitti. Artık izleyici sayısı sadece onbinler ile ifade ediliyordu. Acaba sorun neredeydi?

Çok büyük maliyetleri olan dizilerin televizyondaki yayın süreleri gerçekten çok ve gereksiz uzun. Hani diyorlar ya “yerli dizi yersiz uzun” diye, işte bu çok doğru. Ulan İstanbul’da yapılan ilk şey dizinin süresinin azaltılması oldu ve çok da iyi oldu. Pek çoğumuz bu durumdan oldukça memnun kaldı. Umarım bu diğer pek çok işe örnek olur. Bu sektör adına alınan ilk başarıdır. Şimdiye kadar internette nerdeyse her dizinin yayını vardı ama sadece internete özel bu çapta bir dizi yoktu. İlk kez bunu denerken Migros gibi bir firmanın sponsor olmayı kabul etmesi de büyük bir başarıdır. Ücretli yayıncılığa geçiş yapıldığında ise işin gitmeyeceğini fark edemeyen yapımcımız bu işte başarısız olan tek şeydir. Sebebi ise çok açık, ülkemiz eğlence sektörüne para harcamaya ne alışkın ne de bunun için yeterli bir bütçeye sahip! Şu anda pek çok kişi için cazip gelen 1.99TL ücreti vermek istemeyen çok sayıda kişi var. Çünkü böyle bir işe insanların para harcamaması için yapılmış çok sayıda örnek ve iş var. Burada yapımcıya ve sponsorlara çok büyük işler düşmekte. Detaylı bir araştırma süreci ile dizi ya da yapımların internet yayınlarında getirileri nerelerden sağlayabileceklerini iyi analiz etmeleri gerekir. Yani big data kullanımını bilmeleri gerekiyor. Diziyi izleyen kişilerin tepki ve isteklerine göre dizi içine yeterli oranda tanıtımın gömülmesi gerekiyor. Artık televizyondaki gibi bir kısıt yok. Dizi içine gömülü olmasa bile araya bir kaç tane izleyici kişilerin tercihlerine göre reklam görüntülemesi de eklenebilir. Üstelik reklamın görüntülenmesi engelleyen yazılımlara karşı da önlemler mevcut. Bu sayede hem ücretsiz yayına devam edilebilir hem televizyona olan bağımlılık kalkar. Hatta televizyonda maliyetlerini karşılayamayan işler için internete özel versiyonlar yapılarak maliyetleri farklı mecralara bölüştürmek mümkün olabilir.

Ulan İstanbul’da emeği geçen oyuncusundan set ekibine, yapımcısından sponsorlarına herkese teşekkür ederim. En azından cesaretleri, ne olursa olsun internetten de iş yapılabileceğini gayet iyi gösterdi, bu onlara başarılılar demek için yeterli. Ben 1,99TL ödedim ve izledim, son bölüme kadar da izlemeye devam edeceğim. Size de izlemenizi tavsiye ederim!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir